Bir tatlı telaş...
Mevsim bahara yol aldı... Ankara son 30 yılın en soğuk kışını geride bıraktı. Cemreler havaya, suya ve toprağa düştü. Gözümüz aydın ola...
Hava ısınmaya başladıkça yüreğimizdeki coşkunun dozu artıyor. Doğa yeniden uyanıyor...
Doğayla birlikte siyasi partilerimizde seçim hazırlıkları da hummalı bir şekilde sürüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde vekil olma telaşı Ankara'nın tüm kodlarına yansıdı...
Siyasi partilerin genel merkezleri tüm günlerin en kalabalığını yaşıyor. Listelere girebilme uğraşı, her köşede siyasi kulisler zirve yapmış durumda.
Aday adayı olup listelerde kendine seçilebilir yer bulma telaşında ki isimler tabir yerindeyse başkenti kuşatmış durumda.
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı...
Tıpkı siyasi partilerdeki gibi... Aday adaylığı sürecini tamamlayan isimler şimdi aday sıfatını kazanabilmek için partilerinin belirlediği kriterleri yerine getirmeye çalışıyor. Temayül, mülakat, ön seçim, anketler, kontenjan derken 7 Nisan'da listeler belirlenecek. Sonrası adaylar sahaya çıkıp kendilerini ve partilerinin seçim söylemlerini dillendirecek.
Bu bahar havalar erken ısınacak.
Isınmakla kalmayıp yazı erken getirecek.
Seçim atmosferine giren ülkemiz mevsimsel hava durumu ile birlikte siyasi atmosferinde getirdiği sıcaklıkla yoğun günler yaşayacak.
Ankara'da hava daha farklı... Ankara listelerinde kendine yer bulmaya çalışan vekil aday adaylarının yanı sıra, birde siyasi başkentliliği yoğunluğunu yaşıyor.
Bir tatlı telaş var Ankara sokaklarında...
Diğer tatlı telaş ise Başkent caddelerinde...
Sokaklar Ankara aday adaylarının, caddeler ülkenin dört bir yanından gelenlerin...
Tüm uğraş mecliste 550 isimden biri olabilmek. Tatlı telaşın koşuşturmasına tanıklık ediyoruz Ankara'da... Hem mevsimsel hemde siyasi bahar olsun...
***
Kadına dair söyleyeceklerim var... Dün günlerden 'kadın'dı... Kadına dair güzel cümleler kuruldu. Dilekler, temenniler ve birçok söylem dile getirildi.
Hemen hepsi bir birinden veciz...
Söylemden öteye, uygulamaların yaşandığını görmek istiyoruz. Dilek ve temenniden fazlasını istiyoruz. Özellikle son dönemde artan şiddetin son bulmasını umuyorum. Umutsuzluklarım umut olsun istiyorum. Kadına, kadınlarımıza dönük her türlü şiddetin kaynağında yine biz erkeklerin olduğu gerçeğinin değişmesini diliyorum. Kadına dönük sorunların sorun olmaktan çıkmasını bekliyorum.
Kaynağı biz erkekler demiştim yaa...
Erkek babalarına sesleniyorum; gelecekte kadına şiddete yol açmamaları için oğullarınızı iyi ve vicdanlı yetiştirin. Eğitim sorunların ilk ivmesini oluşturuyor. İşte böyle bir anlayıştan sonra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün, kadın haklarının kazanılması, sorunlarının çözülmesi, eğitim ve istihdam gibi konularda kadınların erkeklerle imkânlardan eşit ölçüde faydalanarak toplumda söz sahibi olması açısından büyük önem taşıdığının altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Dün değil her gün sizin olsun...
Sağlık ve mutluluk dolu güzel bir hafta diliyorum...