Direnişin başkenti…
Yüce Türk milletinin ülkesine sahip çıkması karşısında darbeci FETÖ terör örgütü silahları, tankları, uçakları ve helikopterleriyle tarihin tozlu sayfalarına gömüldü… Canı pahasına meydanları, sokakları, caddeleri dolduran vatan evlatları gözünü kırpmadan hayatını ülkesine adadı. Millet olarak 246 şehit verdik.
Binlerce yaralı… Yüreğimiz kanıyor… Öfkeliyiz, kızgın ve kırgınız… İhanete uğramışlığın hırçınlığı içindeyiz…
Darbeye karşı duran bir milleti 'ahmak'lıkla suçlayan 'ahmak', yapılanları itiraf etmiş durumda.
Darbe lideri fare misali kaçacak delik arar durumda.
Tıpkı yurt içindeki fareleri gibi… Kaçtıkları her köşeden birer birer toplanıyorlar.
Bu kadar ahmak olunur mu? Demek ki olunuyormuş.
Lan siz kimsiniz? Geri zekâlılar… Koca bir millet yedi düvele kafa tutmuş…
Ne Çanakkalesi kalmış ne istiklal harbi… Siz bu milleti son dönem çevremizde yaşananlarla karıştırdınız galiba… Bırakıp kaçacağımızı mı düşündünüz… Ankara sadece siyasi bir başkent değil.
Ankara hainlere dersin verildiği direnişin de başkenti… Tüm toplumları mühendislik hizmeti ile çözebilirsiniz. Ama Türk milletinin kodlarını çözmeniz mümkün değil.
Çözemediğiniz için anlayamadığınız için bugün hüsran yaşıyorsunuz.
Biz bir ölür, bin diriliriz.
İnancımızın gereği neyse onu yaparız.
Sizin gibi kaçak güreşmeyiz.
İnancımızın yasaklarını sizin gibi kirli emellerimize alet etmeyiz.
Ölüm sizin için kurtuluş, bizim için kavuşmadır…
Ölüm Allah'a kavuşmaktır. Bunu bilen ve iman eden mü'min, ölümü severek karşılar.
Çünkü mü'min, Allah'a kavuşmayı arzu eder.
Allah da mü'mine kavuşmayı arzu eder.
Dolayısıyla mü'min, Allah'tan korkar, fakat ölümden korkmaz.
Gelecek nesiller bu kahramanca direnişi, şehitlerini hiçbir zaman unutmayacak…
Unutturmayacağız.