"Boksta yumruk sayılmaz..."
Milli mutabakat… Milli ve yerli…
Ya bizde?
Sorunun nerede sorulduğundan tutun, kime ve nedenine de bakmak lazım. Biz gazeteciler sorunun cevabının nerelere ulaşacağını tartmıyoruz galiba. Şimdi bu kadar sıcak gündemde nereden çıktı demeyin.
Demeyin çünkü küçük bir tebessümle ağlanacak halimize gülüyorum…
Suriye sınırımızda sıcak saatlerin yaşandığı dakikalardayız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kameralar karşısında… Sorular ardı ardına geliyor. Geliyor ama bir sor var ki; Cevabı çok net… Bu nasıl soru dercesine 'Boksta yumruk sayılmaz…' yanıtı küçük bir tebessümle geliyor…
Arkadaşlar askeri bir operasyon yapıyoruz… Biz gazeteciler için milli menfaatlerimiz haberden daha önemli olmalı. Hazırlıklarımızdan tutun tüm askeri planlarımızı ekrana taşınmasının bir anlamı yok ki. Tüm detaylar ve ayrıntıları karşı tarafa aktarmak istercesine soru olmamalı. Ekranlar askeri, siyasi, stratejik uzman v.s gibi isimden geçilmiyor. Her biri değerlendirme yapıyor. İzlerken bilgi kirliliğinin ne aşamaya ulaştığını gözlemliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözlerinin ardından İdlip operasyonunda hafta sonuna dair en sıcak gelişme olarak kayıtlara geçti.
Hani sorularımızdan yola çıkmıştık ya… Bir başka aceleciliği yine ekranlarda yaşadık. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa ettiğine dönük bilgi kirliliği, mesleğimiz adına duvara tosladığımız hafta oldu. Gelişmeleri takip etmemiz sosyal medya üzerinden olmamalı. Hani hep söyleriz ya 'haber kaynağımız' diye… Artık o güvenilir kaynakların yerini maalesef sosyal medya aldı.
Duyum üzerine, dedikodu üzerine habercilik yapmayı sürdürmeye devam edersek güvenilirliğimiz tartışılır… Gazetecilik acilen meslek ilke ve habercilik kriterlerine geri dönülmeli.
Yok, böyle iyi denilecekse yarın kimse ağlamasın…