`Kasım ayı´ ayrılık ve yetim kalmaktır
Yüreğimi kırık cam parçaları kanatıyor.
Aylardan kasım olunca hüznü ve gözyaşını hatırlıyorum. Yüreğim yalnızlığa kapılıyor. Sevmelerin terk edişini hissediyorum. 'Kocaman' dediğimiz 'kor' var ya o cinsten bir şey… Kasım hüzündür, gözyaşıdır… Ayrılık, yetim ve yarım kalmaktır.
Savaş Ay gönül insanıydı.
Haberciydi, yüreği güzel bir dosttu.
Ankaralı olduğum ilk günlerde Başkent sokaklarını arşınlayarak Sabah Ankara'ya müthiş destek verdi. Daha çok projeler daha çok yapılacakları sıraladık ardı ardına.
Ne var ki o amansız hastalık yakasını bırakmadı.
Kısık sesi, güler yüzü, bir de sigarası belleklere kazındı. Haberi, haberciliği saymıyorum bile. Çünkü haber iki nokta koyalım Savaş Ay'dı…
Dün Savaş Ay abinin aramızdan ayrılışının birinci yıldönümüydü. Savaş abi gitti haber yetim ve öksüz kaldı. Bugün Ata'nın ebediyete intikalinin 76'ıncı yıldönümü, bir ulus yetim.
Ve 14 Kasım babamın 8'inci ölüm yıldönümü…
Ben öksüzüm… Bir yanım hep yalnız. Yüreğimi kanatan kırık cam parçaları değil aslında… Yüreğime yüklenen bunca acının yorgunluğu.
Sen öksüz, ben öksüz, bir ulus öksüz…
Her ayrılık terk ediş değildir. Değildir de hasret neden hep derinleşir? Hüznün açtığı kuyu misali hasret yüreği sarar… Kayıp ne denli yakınsa o denli yüreği siler süpürür.
Üzerinden yıllar da geçse yaşanmışlıklar hep canlıdır. Bir film şeridi gibi… Zormuş babanın ölümü. Soğumayan ve dinmeyen türden… Hele bir de yaşanmışlılar fazlaysa.
Yüreğinizdeki hüzün yüzünüzde hafif bir tebessüme dönüşür... Tüm kayıplarımıza rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun…
Sağlık ve mutluluk dolu güzel bir hafta olsun…