Siz daha iyi bilirsiniz
Bizim mutfağın genç yeteneği Gizem Yazmacı…. SABAH Ankara'nın sayfalarını kuyumcu edasıyla hazırlar… Sabah toplantımız sonrası mutfağa kapı aralandığında güler yüzü ile o karşılar bizi. Pazar sabahlarının neşe kaynağıdır.
Pazartesiye hazırlıkların yapıldığı dakikalarda 'ne yazalım?' sorusunun ilk muhatabıdır Gizem… Dün desteğini esirgemedi sağ olsun. 'Siz daha iyi bilirsiniz' dedi. Topu kucağıma yuvarlayıverdi.
Evet, biz, siz, onlar ve diğerleri hemen hepimiz her şeyi ama her şeyi iyi biliriz.
Eleştiri kültürü gelişmiş bir toplumuz. Futboldan en az Cesare Prandelli kadar iyi anlarız. Ülkeyi yönetmek ise çocuk oyuncağıdır.
Yerkürede yaşananları en iyi biz analiz ederiz.
Sağlıktan anlarız, kültürden çakarız.
Spor, otorite olduğumuz konudur. Futbol hakemliği?
'Ah o pozisyon yok mu o pozisyon… Kesin penaltıydı. Ben olsam çalardım' ile başlarız söze. Gazetecilik; O da neymiş? Okumayız ama okur gibi yaparız. Ne iş yapıyor olursak olalım. Yaptığımız iş bir yana yapmadıklarımız hakkında en az o kadar uzmanızdır.
Hani 'hayata dair hepsinden biraz bilgili olmalı'nın ötesidir bizim durumumuz.
Kahve, kıraathane, cafe, adına ne derseniz deyin fark etmiyor. Buluşma adreslerimiz… İki kişi, dört kişi fark etmez.
Yeter ki taraftarımız olsun. Küçük bir kıvılcım yeterli… Bunları düşünürken Anadolu'nun küçük bir kasabasına yolculuğa çıktım.
Konuyu siz belirleyin. Hani iyi biliriz ya… Gündemdeki 'Kobani'ye uzanalım isterseniz. Bugünlerde oldukça revaçta… Dünya aktörlerinin sahnelediği bir oyunu karşı tepeden izliyoruz. İzlerken de kendi ayağımıza sıkacak ne kadar materyal varsa kullanıyoruz. Biz bölgede oynanan oyunun farkındayız. Kardeşlik temelinin gereğini yapıyoruz. Ne var ki bu temelin gereğini yapmayıp sokağı ateşe verenleri tarih tozlu sayfalarına not ediyor.
Hep bir muhalefet hep bir karşı çıkmışlığımız söz konusu. Bir memnuniyetsizlik, bir 'istemezük' havası estiriliyor. Ne bir alkış ne bir teşekkür yok lügatimizde.
Hep görmek istediğimiz pencereden bakarız ya… Temel sorun burada galiba.
Bir de geniş vizörü deneyip fotoğrafın tamamını görebilsek. İşte o zaman eleştiri değil analiz yapıyor olacağız. Yakıp yıkan değil, bir tuğla koyan olacağız.
Sevgiyle kucaklayan, sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…