Mart sıcak geçecek...
Malum, havalar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Bu yıl kış mevsimi Başkent'e teğet geçti. Geride bıraktığımız hafta, baharın ilk günlerini yaşarcasına kılık kıyafet devrimi yaptık.
Ilık havalar ruhumuzu bahara endeksledi. 'Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır' atasözünü de unutmamalı… 'Kış giderayak sert geçebilir' anlamı taşıyan atasözünü bir kenara not edelim.
Mart ayında mevsimsel sıcaklığı Meteoroloji tahmin edecek.
Ancak siyasi sıcaklık kendini hissettirmeye başladı.
Mahalli idareler yerel seçimleri Anadolu'nun küçük kentlerinde daha bir şenlik havasında geçer.
Siyasi partilerden öte, adaylar ön plana çıkar. O kentin önde gelenleri, sülaleler sandığın belirleyicisidir. Büyükşehirlerde ise insan yoğunluğu ve gündelik koşuşturmanın içerisinde bu hava kaybolur. Metropollere seçim havası geç gelir. Ama yoğunluklu yaşanır.
Çocukluğumdaki seçim havaları ile bugünlerin seçim havaları çok farklı. O günlerin iletişim imkanları sınırlıydı.
Bayraklar, flamalar, dövizler, radyo, gazete ve TRT'li günler… Bir de miting alanlarında yapılan konuşmalar.
Belirleyici olan, miting alanındaki kalabalık 'algı'sıydı…
Şimdi ise sosyal medya, gazeteler, yüzlerce radyo ve televizyon kanalı sizi seçmenle buluşturuyor.
'Algı'yı yönetmek daha da güç… Algı yönetimi, sandık sonuçlarını büyük ölçüde etkileyecektir. Türkiye artık 30 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlere kilitlenmiş durumda.
Aslında buna yerel demek de doğru değil. Yerelden çok genel havasında geçecek.
İşte bu da bir algı yönetimi…
Algı genel seçim, sandık yerel de olsa. Bu ülkeyi yönetmeye hazır olduğunu gösteren bir tek siyasi parti var.
Parti disiplini, genç ve yetenekli kadrolarıyla AK Parti halen alternatifsiz. Gelelim Ankara'mıza… Büyükşehir'de AK Parti'li Melih Gökçek, CHP'li Mansur Yavaş, MHP'li Mevlüt Karakaya…
Karakaya, çok iyi bir akademisyen, ötesi yok.
Yavaş, aradığını hala bulamamış gibi… Halen kendisini ifade edebilmiş değil.
Her ikisinde de algı sorunu var. Ankara gibi önemli bir metropolü nasıl yöneteceklerini anlatabilmiş değiller.
Peki, Melih Gökçek?
Siyaseti çok iyi biliyor. Sakin ve kendinden emin.
AK Parti gibi güçlü bir siyasi yapının içinde bulunmanın birikimini iyi kullanıyor. Başkent algısını yerelde yönettiği gibi genele de taşıyor.
Ya çok seviliyor ya da hiç; Ortası yok. Seven ölümüne sevmeyen nefret edercesine…
Lakin seven de sevmeyen de hakkını teslim ediyor. 'Yok alternatifi' diyor. 'Ankara'da yarış var' diyenler yanılıyor.
Ankara'da yarış olacak ise Karakaya ile Yavaş arasında olur.
Bugünün tablosu bu…
Bu algıyı 30 Mart'a taşıyan Gökçek olursa sandıktan açık ara çıkar gelir.
Benden söylemesi… Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…