Hayallerimiz ortak...
Bu kentte yalnızca ben hayal kurmuyorum. Ankara'nın tepe ismi Vali Alaaddin Yüksel de kurduğu hayalleri her ortamda anlatıyor. Bu hafta Vali Yüksel'in hayallerini köşeme taşımak istedim. Yılların ihmal edilmişliğine tercüman oluyor Yüksel… Ankara'nın üzerine giydiği bürokrasi gömleği dar geliyor. Kentin, eski tarzı bir kenara bırakıp çağımızın gereklerine göre giyinmesi şart. Hiç kuşkusuz modayı takip etmek ve yüzyılın şartlarına göre gardırobu yenilemek kentin yöneticilerine kalıyor.
Bu bağlamda Ankara, Vali Alaaddin Yüksel açısından şanslı…
Ankara'nın bürokrasi kenti gömleğini çıkarması elbette kolay değil. Ancak yeni yüzyıl şartlarını çok iyi bilen ve görev aldığı illerde şehrin potansiyelini çağın gereksinimlerine göre şekillendiren bir Vali var Ankara'da. Antalya'da görev yaptığı süre içersinde yakından tanıma şansı bulduğum Alaaddin Yüksel'in heyecanına yakından tanık oldum.
Yaklaşık 4 yıldır Başkent'te görev yapan Vali Yüksel, Ankara'nın bürokrasi gömleğini yenilemeye ve çeşitlendirmeye kararlı. Bunun için gece gündüz demeden çalışıyor. Elbette bunu tek başına yapması zor… Bu yüzden kentin havasını soluyan tüm aktörleri bu işe dahil etmeye çalışıyor.
Bir şehri markalaştırmak ve marka gücünü artırmak için bürokrasi gömleğini çıkarmak yetmiyor tabii. Bunun yerine neler giydirilecek bu şehre, hangi tarz üzerine oturtulacak, bunların iyi hesaplanması iyi analiz edilmesi gerekli. Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, kırk yılı aşan yöneticilik yaşamında kazandığı tecrübeler doğrultusunda turizmin Başkent'e çok yakışacağına inanıyor.
Bu inancını da her platformda dillendiriyor.
Çabasını biliyorum. Şehrin tüm paydaşlarına bunu öğütlüyor. İnsan dokusuyla sosyal yaşamlarıyla konukseverlikleriyle ve yeni turizm anlayışında Ankaralıların büyük işler yapacağına inanıyor. Şimdiye kadar yapılan turizm yatırımlarından kısmen de olsa verim alınmaya başlandı. Vali Yüksel, Esenboğa Havaalanı'na inecek 1 milyonuncu turiste büyük bir karşılama töreni planlanıyor. Fuarlar, Expolar ve uluslararası organizasyonlarla turizm hamlesinin desteklenmesi gerekiyor. Bu faaliyetler yeni giyilen elbisenin aksesuarları, tamamlayıcı öğeleri olacaktır. Vali Yüksel, konuşmalarında belki biraz da durumun vahametini daha iyi anlatmak için hep şu örneği veriyor. "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkent'i, öncü ve önder olmalı ama ne yazıktır ki, bir fuar alanına ancak yıllar sonra şimdilerde kavuşuyoruz, düşünebiliyor muşunuz? Başkent, Ankara Sanayi Fuarı'nı çadırda açıyordu.
Kesme çiçekçilik, süs bitkileri ve balıkçılığı da konuşmalı…
Tıpkı Expo'yu, kongre merkezlerini, turizmi ve sağlık turizmini, termal turizmi, çocuk şehrini konuştuğu gibi… Ankara gibi potansiyeli yüksek bir şehrin yalnız turizm odaklı düşünmesi ve projelerini bu bağlamda geliştirmesi büyük bir yanılgı olacaktır. Vali Yüksel, bunu çok iyi bildiği için Ankara'ya en çok yakışan elbiseyi, yani tarımı da heyecanlarının en müstesna yerinde tutuyor. Alaaddin Yüksel'in tarımla ilgili de büyük hayalleri var.
Geleceğin reçetesini tarım olarak belirleyen Vali Yüksel, hayallerini şöyle sıralıyor: "Ve bir gün Almanya'nın marketlerine, Hollanda'nın manavlarına, Moskova Meydanı'ndaki lokantalara Ayaş'ın domatesi, biberi, salatalığı Ankara'dan gitmelidir. Ben böyle bir Ankara'yı hayal ediyorum." Hayallerin tecrübe ile buluşması işte budur.
Tüm yeniliklerin temelinde varolan hayal unsuru olduğu sürece, bu kararlılık ve tecrübe ile Ankara yeni çehreye kavuşacaktır.
Hayallerimizin gerçekleştiği sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…