Kentsel mutluluk
Ankara'nın uzunca zamandır içine girdiği kentsel gelişim ve değişim süreci, takip edenler için heyecan verici… Yaşadığımız şehrin gelişimine, dönüşümüne ve kalkınmasına şahitlik etmek entelektüel birikim oluyor… Yapılanlara ve yapılacaklara bakılırsa Ankara, sorunlarının çoğunu çözüyor ve çözmeye dair projeler üretiyor.
Bu konuda bir sıkıntı da görünmediği gibi güçlü bir iradeye de tanıklık ediyoruz.
Yerel yatırımların, projelerin devam etmesi bir kentin kalkınması açısından zorunlu… Çünkü kalkınma yaşam kalitesiyle nitelikle ilgili bir kavram… Nice zengin şehirler biliyoruz… Parkları, mimarileri, iş merkezleri, köprüleri, kavşaklarıyla göz kamaştırıcı hale gelmiştir… Ancak kentsel mutluluktan uzaktır. Bu noktada kent yaşamını oluşturanların vizyonel gözlemi söz konusudur. Pozitif gözlem ve sevmektir temel esas. Yapılanlara bakmak değil görmektir… Baktığını görmekten uzak isen mutluluk da bir başka bahara kalıyor.
Kısaca şunu vurgulamak istiyorum: Caddelerimizin güzelliği ve temizliği önemli. Trafiğin akışı da… Sonra parklar, bahçeler elbette olmalı, çoğalmalı… Ama tüm bu gereksinimler diğerlerini unutturup, önlerine geçmemeli… Sosyal yaşamın temel direğini oluşturan yardımlaşma duygusunu yok etmemeli.
Gönüllülük esasına dayalı projelerin içinde olmalı. İhtiyaç sahiplerine el uzatmalıdır. İşte o zaman kentsel mutluluğa katkı koyarız.
Bunlara sırtımızı dönmek ise mümkün değil… Ama ilgileniyormuş gibi yapmak da çözümün bir parçası değil. Üstelik bunlar, "gönüllülük" ölçüsünde yapılacak keyfe keder işler de değil… Bunlar bir kentin vicdanını ve ahlakını yerel yönetimler eliyle ortaya koyar. Ankara'da yerel yönetimler eliyle sayısız projeleri saymak mümkün. Bize düşen bunları sahiplenmek…
Bireysel mutluluğumuzun kentsel mutluluğa dönüştüğü 'mutlu ve sağlıklı' bir hafta olsun…